İlk çağlardan beri tek başına hayat mücadelesi
verip,bunu devam ettirebilme hiçbir insan adına mümkün olmamıştır. Birkaç
kişiden bile oluşsa topluluk şeklinde ifade edilebilecek,ortak paydaları
bulunan gruba mensup olmuştur.Farklı sorumluluk ve niteliklere sahip bireyleri
barındıran topluluklarda zorunlu ihtiyaçları karşılayabilmek,yaşam kalitesini
artırabilmek amacıyla iş bölümü kaçınılmaz sonuç olmuştur.
Geçen yüzyıllar,binyıllar,dönüşümün yaşandığı
çağlarla beraber insan nüfusu olağanüstü bir artış göstermiş,toplum kavramı
boyut değiştirmiş ve insanın erişebildiği olanaklar da artmıştır.Doğayla iç içe
yaşamayı bırakıp,şehirlerde yaşamayı tercih etmeye başlayan insanoğlu özellikle
paranın icadı,ekonomi kavramının ortaya çıkışı ve sanayi sektörünün merkezde
yerini almasıyla toplumun dinamikleri yaşam standartlarına ve ihtiyaçlara bağlı
olarak yeni bir hal almıştır.Giderek çeşitleşen iş kolları,birçok insana ve
insan emeğine gereksinimi zorunlu kılmıştır.Eğitim kurumlarında,işyerlerinde
öğrendikleriyle birlikte insanoğlu artık sürekli bu gereksinimi karşılamak
durumundadır. İnsanoğlu ilk çağlarda doğanın koşullarına,yabani hayvanlara karşı
mücadele verip,ulaşabildiği yiyecek,içecek, barınma yerleriyle hayatını sürdürme
amacındayken,günümüzde ise daha çok ikincil,hatta üçüncül sorunlarla mücadele
edip,çalışarak elde edebildiği parayla hayatını devam ettirebilme
gayretindedir.Aynı zamanda diğer insanlarla bir nevi yarışa girip,onları geride
bırakabilme niyeti de bulunmaktadır.Bu duruma örnek olarak üniversite
sınavlarını ve iş arama sürecini gösterebiliriz.
Fazla nüfusun yol açtığı problemlerden birisi
de,doğal kaynakların hızla tükeniyor olmasıdır.Bilinçsizce ve lüzumsuz yere
harcanan kaynaklar insanoğlunun geleceğini tehdit etmektedir.Kalabalık şehirlerde yaşanan
trafik sorunu,ses ve hava kirliliği de dikkate değer problemler arasındadır.Çeşitli
kültürel yozlaşma ve toplumsal çatışma da göçle birlikte nüfusu daha da artan
kalabalık şehirlerin başlıca problemleri arasındadır.Nüfus planlamasını doğru
şekilde yapamayan ailelerde,fazla çocuğun yanında geçim sıkıntısı da mevcutsa
durum içinden çıkılamayacak bir hal alabilmektedir.
Tüm bunların yanında nüfusun az olmasının veya
yaşlı nüfusun oranının yüksek olması da sorun yaratabilmektedir.Emeklilik
yaşının giderek artması,iş gücünün azalması,buna bağlı olarak da giderek diğer
ülkelere olan bağımlılığın artması, kendini yeterince yenileyemeyen toplumun
varlığını sürdürebilme adına yetersiz kalabilmesi ortaya çıkan zorluklardandır.
Nüfus politikasının iyi belirlenmesi,tedbirlerin
alınması toplumun devamlılığının sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi
açısından büyük önem arz etmektedir. 'Yeterli insan,huzurlu toplum,işleyen
ekonomi,umutlu gelecek' bağlamında hareket edilmesi gerekmektedir.
e.a.
Yorumlar
Yorum Gönder